İslam coğrafyasının her bir köşesinde sıkıntı var. Kan ve gözyaşı var…
Dikkat ederseniz düne kadar “İslam” ve “terör” kavramlarını birlikte telaffuz edenler, bu gün gıkı bile çıkmıyor.
İlginç değil mi?
Hani “aşırı dinciler” vardı, hani “Müslüman teröristler” vardı, ne oldu?
Hani bir zamanlar Türkiye’de “irtica” vardı ya!
Ortam gavura hizmet etti mi irtica da neymiş!
Mesela demez mi benim Kemalist kardeşim “Madem irtica tehlike değildi, madem İslamcılık ve İslamcılar bu toprakların umuduydu siz niçin bizi laiklikle oyaladınız, hiç kusura bakmayın, biz sizin oyuncağınız değiliz, bu topraklara İslam hakim olacaksa bunu da biz kendi ellerimizle yaparız” diye…
Bence der…
Gâvurun lehine ittifak kurulsun, irtica da neymiş!
Müslüman Müslüman’ın kanını heder etsin, terörde neymiş!
Mısır’da seçimle gelmiş Cumhurbaşkanı Muhammet Mursi’ye karşı Şii ve Selefi ittifakı oldu. Suriye’de yine Esed zalimine karşı Şii ve Selefi ittifakı var. Irak’ta Selefiler yine büyük patrona çalışıyor. İran ise ABD ile işbirliği yapmaya hazırım diyor.
Uzun zamandır İslam coğrafyasındaki Sünni İslam’ın omurgasına dönük çökertme operasyonunu yürütülüyor. Irkçı emperyalizm, Türkiye’ye de “Modern Selefilik” ihdas etmeye çalışıyor.
“Modern Selefilik” dediğimiz şey, bir kavram ve bir anlayışın uzantısıdır. Hakkı değil, kuvveti üstün tutan gücün hizmetindedir. Türkiye’nin karşı karşıya olduğu tehlike budur!
Türkiye’de hadiseler bu kavram ve anlayışla tatbikata sokulmaya çalışılıyor. Herkesi ve her kesimi kullanmak adına yapay ittifaklar tertipleniyor. Cumhurbaşkanlığı seçim süreci, bu yapay ittifakların son halkasıdır. Bir türlü öze dönemeyen kimlikler, büyük patronların saçtığı “Siyonist nezlesi” salgınından da kurtulamamaktadırlar.
Efendim “dün BOB’çu idiniz bu gün ne oldunuz” diyenler aslında kendilerine baksınlar. Dün “laikim” diyenler bu gün İslamcılıkta aday yarıştırıyorlar. Diyorum ya, bu nezle her tarafa bulaştıran cinsten. Kim erken kurtulursa felah bulur, kurtuluşa erer. Önemli olan dün ne olduğundan ziyade bu gün nerde durduğunuzdur.
Dün popçu olan bu gün topçu olabiliyor. Önemli olan neticedir.
Biz neticeye bakıyoruz.