TÜRKİYE’DE "LAZCA TV YAYINI" HİKAYESİ

Abone Ol

Yıl 2013 TRT Kürtçe tv kanalı çoktan açılmış, Lazların da TRT Laz’ı açabilmek için TRT önünde tulumlu horonlu isteklerde bulunduğu zamanları henüz geride bırakmıştık. Bilişim çağında Lazların bir medyası yoktu. 

Bir Laz aktivisti olarak benim de Lazca yayın konusunda planlarım vardı. www.lazca.org sitesini kurarak Laz medyası oluşturma çabasındaydım. TV platformu kurmak hem çok zor hem de maliyetliydi. O dönemlerde birkaç özel televizyon kanallarını aradım, mail attım ve Lazca program yapmak istediğimi anlattım. Biz değerlendireceğiz dediler. Değerlendirmeye bile gerek görmemiş olmalılar ki; geri dönüşleri olmadı.
Sonra “Bu Toprakların Sesi” sloganı ile Rize Ardeşen’de yerel yayın yapan Gelişim Televizyonu ile iletişim kurdum. Televizyonun teknik kısmı ile ilgilenen değerli arkadaşım Adem Akatin’e “Televizyon yerel ama yerellik adına dil ve kültür eksik” dedim. Arkadaşım televizyonun genel yayın yönetmeni olan diğer Adem Bey ile randevu ayarladı ve televizyonun Ardeşen’deki binasında üçümüz bir araya geldik.

Ben genel yayın yönetmeni Adem Bey'e Gelişim Televizyonu’nda Laz dili ve kültürünün eksik olduğunu söyledim ve projelerimi anlattım. 
Biri Lazca haberler, radyo programları, diğeri de Lazca köy belgeselleri idi. Lazca haber bülteninin ayrıntılarını anlattım, Lazca köy belgesellerinin formatını da. Genel yayın yönetmenine bunları benim yapabileceğimi, bana teknik destek sağlamalarını, karşılığında da bir ücret talep etmediğimi söyledim. Uzun uzadıya konuşmamdan sonra “Bunu sen yapacaksın, bana bitmiş halde getireceksin” dedi. Sonra da haberi nasıl yapacağız, haberi sunarken millet güler dedi. Ben araştıracağım dedi. Toplantımıza o dönemde orada çalışan Adem Akatin de iştirak etmişti.

Aradan hayli zaman geçti televizyondan beni çağırdılar. Bana “Lazca yayına geçeceğiz, bir Lazca tanıtım filmi hazırlar mısın” dediler. Ben de o dönemde Gelişim tv Lazca yayına başlıyor başlıklı fragman seslendirdim. Fragman tamamen Lazca idi hatta ilk kez uydu yayınına da geçtiği için frekans bilgilerini bile seslendirmiştim. Uzun bir süre fragman döndü. Bu süreçte benimle tekrar iletişim kurarak “Lazca haberleri sunacak spikere ihtiyacımız var bulabilir miyiz” dediler. Zaten gönüllü olmama rağmen başkalarını bulma konusunda benden yardım istiyorlardı. Ben Lazca adına yine yardım ettim ve Fındıklı’dan, Hopa’dan iletişim okumuş Lazca bilen insanlarla ön görüşme yapıp televizyona bildirdim. Fakat işe alınan hiç kimse olmadı. Açıkçası görüştüğüm kişilere de çok mahcup oldum. 

Daha sonra üzerinde çalıştığım Lazca yayın projesine Fındıklı’dan Hasan Uzunhasanoğlu Bey ve Almanya Lazebura Derneği’nde görev alan Nurten Kurnaz Hanım da dahil olduklarını söylediler. Projenin altyapısı henüz hazır değilken ulusal haber ajanslarını televizyona çağırıp Lazca yayına başladıkları bilgisini Hasan Bey'in Lazca ve Türkçe sunumları ile ajanslara geçtiler. Ülke çapında büyük bir ses getirdi fakat henüz ortada bir Lazca yayın yoktu, Lazca haber bülteni de hiçbir zaman olmayacaktı. Projenin fikir babası olmama rağmen beni neden toplantıya çağırmadıklarını sorduğumda mantıklı bir yanıt alamadım. Çağrılmama nedenimi genel yayın yönetmeni uzunca süren telefon konuşmamızda anlatacaktı...

Aradan çok zaman geçmedi köylüm olan yerel ses sanatçısı İbrahim Sarı’nın Gelişim TV'de Lazca köy belgeseli çekeceğini öğrendim. Sarı bir de iki dilli radyo programına başlamıştı.
Sarı’nın Muç’o Muç’o adlı Lazca şarkısına atfen Muç’o Muç’o Gulun” adlı Lazca köy belgeseli televizyonda yayınlanmaya başlandı fakat insanlara yaşlarını sorarken Lazca kullanmıyorlardı, bilmiyorlardı. Yaklaşık 6-8 bölüm bitmişken ben yine iletişim kurarak sayıların seslendirilmesi gerektiği söyledim. Bu kez de İbrahim Sarı'nın “sana ihtiyacımız var bize destek ol” diyerek davet etmesi üzerine ekibe Yanivati köyünde katılarak Lazca sayıları kendisine iyice anlattım. Kendisi de gayet pratik zekası ile çabucak öğrendi. Belli ki biraz da kulak aşinalığı vardı. O bölümden sonra sayılar Lazca seslendirilmeye başlandı. Daha sonra beni radyo programına davet etti. Konuk olarak katılmamı istedi. Ben istemesem de Lazca adına katılacağımı söyledim ve programa katıldım. Fakat teknik sıkıntı olduğu gerekçesi ile radyoda konuşamadım. Daha sonra da çağırmadılar. Olup bitenlerde anormalliklerin olduğundan habersiz oradan ayrıldım.

Bu olaylardan sonra 
Radyo programı çok sürmedi.
Lazca köy belgeselleri 8-10 hafta sonra bitti. Yenisi çekilmedi
Lazca yayın hiçbir zaman olmadı.
Lazca haber bülteni hiç sunulmadı. (Basına varmış gibi gösterildi)
Proje fikir babası olarak hiçbir zaman adım anılmadı.
Bana yapılan ya da yapılmayan şeylerden dolayı hatalı olduklarını hiç kimse söylemedi.


Lazca TV yayını yine yok ama artık 13 yılın birikimi ile Lazca TV yayınına internetten geçmeye başladık. 
Bölgenin en güncel ve en çok ziyaret edilen www.lazca.org sitemizi geliştirdik. 
Lazca söyleşiler, Lazca edebi konuklarımızı almaya başladık. Sayamayacağımız kadar içerik ürettik.

Şimdi ise  Ardeşen'den Vitamin fm adında sonra açılan radyoda Lazlar ve Lazca konulu şiir programı yaptık. 

Zaman artık internet zamanı. Yeniliklere kapalı olanlar her zaman geride kalmışlardır, kalacaklardır.
Artık internet televizyondan daha çok izlenmeye başlandı. En küçük maliyetlerle bile Lazca yayın yapılabiliyor. 
Artık bireysel  Lazca vakti.




Dünyanın ilk Lazca fargmanını hazırladım


Program arkasında desteklerimizin yanı sıra çekimlerde de yer aldık


Prejesini hazırladığım radyo programından bir bölüm

Emojiye tıkla sayfaya duygunu bırak

daha fazlası https://lazca.org/yazarlar/ramazan-kosanoglu-klemurihsi-klemurisi/1017-turkiyede-lazca-tv-yayininin-hikayesi.html?fbclid=IwAR0lB-VoRU5DTqNZAAPYY40pg3p1nl69gdVKrYdQFAdY9nZJKkp0ScYXKVM,
Emojiye tıkla sayfaya duygunu bırak

daha fazlası https://lazca.org/yazarlar/ramazan-kosanoglu-klemurihsi-klemurisi/1017-turkiyede-lazca-tv-yayininin-hikayesi.html?fbclid=IwAR0lB-VoRU5DTqNZAAPYY40pg3p1nl69gdVKrYdQFAdY9nZJKkp0ScYXKVM,