Rize

SP'li Aydın: AK Parti’nin En Çok Çekindiği Parti Saadet Partisi’dir

Abone Ol

Saadet Partisi Rize İl Başkanlığı Genişletilmiş Ekim Ayı İl Divan Toplantısı, İsmail Kahraman Kültür Merkezinde yapıldı. Toplantıya Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve önümüzdeki Mahalli İdareler Seçiminde Genel Merkez Seçim Karargah Başkanlığı görevine getirilen Saadet Partisi Eski Gençlik Kolları Genel Başkanı Fatih Aydın, GİK Üyesi Hasan Uzun, İl Başkanı Av. Muhammet Kaçar, Kendirli Eski Belediye Başkanı Salih Uzun, teşkilat mensupları ve partililer katıldı.

Açılış konuşmasını gerçekleştiren İl Başkanı Av. Muhammet Kaçar, yeni bir seçim atmosferi içerisine girmiş bulunduklarını kaydederek, “İnşallah yapacak olduğumuz çalışmalar neticesinde rüşvet alan da veren de memnundur zihniyetinde olanların yerine geçmişte olduğu gibi rüşvet alan da veren de melundur zihniyetini yerel iktidara taşıma gibi tarihi bir fırsatla karşı karşıyayız. Bu anlamda il teşkilatı olarak yaklaşık 11 ay önce il kongremizi icra ettik. Bunun yanında 8 tane ilçe kongremizi tamamladık. 4 tane ilçe kongremizin de zamanı geldi. İnşallah onları da önümüzdeki süreçte tamamlayarak mahalle ve köy teşkilatlarımızla sandık müşahitlerimizi tekrar gözden geçirerek varsa eksikliklerimiz bunları bir an önce tamamlayarak Mili Görüşü önce yerelde daha sonra da yeni bir dünyanın kurulması ve Milli Görüşün yeniden iş başına gelmesi için tarihi bir fırsatla karşı karşıyayız. Bu fırsatı en güzel şekilde değerlendirerek yeni bir dünya düzeninin kurulmasına katkı sağlayacağımızı unutmamanızı ve çalışmalarımızı bu noktada ve bu düşüncelerle artırarak devam ettirmenizi sizlerden rica ediyorum.” diye konuştu.

GİK Üyesi ve Rize İl Sorumlusu Hasan Uzun ise Rize Belediye Başkan Aday Adayı olduğunu açıkladığı konuşmasında “İnşallah bu yerel seçimde bundan önceki dönemde olduğu gibi bu seçimde de en güzel sonuçları hep birlikte alacağız. Başta il başkanımız, il müfettişlerimiz ve bütün teşkilat mensubu kardeşlerimiz kararlıyız. Rize’de sonuçta en iyi belediye başkan adayı yani Şehrül Emin. Ben kendimi aday adayı olarak sundum piyasaya. Yani aday adayı, Şehrül Emini, en güzel Şehrül Emini seçmek için aday adayıyım. Bu gayretler içerisinde çalışıyoruz. Şehrül Emin nedir? Sayın Cumhurbaşkanımız faiz bir dünya gerçeğidir dediği zaman hayır faiz Allah ve Resulullahla savaş etmektir bütün esnafı ve tüccarı faizden uzak tutacak aday adayıyım. Ve yine şehrimizi kucaklayacak, kardeşliği artıracak kavgadan medet ummayacak aday adayları arıyoruz ve onları seçeceğiz inşallah. Rizemiz’de bunlar vardır, teşkilatlarımızda da vardır. Ama illa teşkilatlarımızda görev yapmış değil Rize’de sesini çıkartmayan çok değerli teşkilatlarımıza yakışır kardeşlerimiz, ağabeylerimiz vardır. İnşallah yapacağımız çalışmalarla bu bahsettiğim Milli Görüş davasına layık, hizmet edecek, kardeşliği arttıracak ilada çukurları dolduracak, yeşil park alanları yapacak değil ahlak ve maneviyata değer verecek, gençlerimizi esrar, eroin ve birçok gayri meşru olaylardan çekip çıkartıp alacak, şehrül eminlere ihtiyacımız var. İnşallah şu seçim Rizemiz başta olmak üzere ülkemizde çok büyük sıkıntılar var. Biz bu anlamda Rize’den sorumluyuz. Rize’nin teşkilatları olarak Rize’de şehrül eminleri belediye başkan adaylarımızı bu şekilde tespit etmeye gayret ediyoruz. Bu gayretlerimize hepiniz katılın. Belediye ve il genel meclis üyelerimizi de aynı şekilde yapacağız. Hakkı üstün tutacak il genel meclisi arkadaşlarımızı inşallah seçeceğiz. Bizim kazanmamız da yerel seçimleri kazanmamız da bugünkü iktidarla kazanacağız. Har vurup harman savurmaktan ilimizi kurtaracağız inşallah. Bu duygularla çalışmalarımızı yürütüyoruz. Ve bütün Rizelileri, bütün Rize’de yaşayanları ve bütün insanlığı bu teşkilatlara davet ediyoruz. Rize’de inşallah çağ açıp çağ kapatacağız. ” diye konuştu.

Rize’nin, Milli Görüş tarihi ve teşkilatlar açısından en kıymetli illerden birisi olduğunu ifade ederek konuşmasına başlayan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Fatih Aydın, Rize’ye geldikten sonra büyük bir gururla Genel Merkeze döndüğünü kaydederek, “Saadet Partisi teşkilatçı bir partidir. Bizim en büyük gücümüz teşkilat gücüdür. Eğer siyasi bir hareketseniz 4 temel direğe ihtiyacınız vardır. Bunlar iktidar gücü, medya gücü, para gücü ve teşkilat gücüdür. Saadet Partisi olarak bizim iktidar gücümüz var mı, yok. Para gücümüz var mı, yok. Medya gücümüz var mı, yok. Medyada bir tekelleşme var zaten. Allah’tan yerel medya varda biraz sesimizi duyurabiliyoruz. Teşkilat gücümüz var mı, var. Bizim en büyük gücümüz teşkilat gücümüzdür. Ama bu güç o kadar kıymetli bir güç ki doğru kullanıldığı zaman doğru değerlendirildiği zaman bu hem hem para gücünü, hem medya gücünü hem de iktidar gücünü getirebilir mi? Evet getirebilir. Aslında Saadet Partisini en güçlü kılan damar teşkilat gücüdür. Biz 1969 yılından beridir mücadele ediyoruz. Birçok kere kapatıldık, birçok kere engellerle karşılaştık. Öncülerimiz liderlerimiz hem hapisler gördü, bölünmeler yaşadık, malvarlıklarımıza el kondu ama bütün bunlara rağmen Türkiye’de hala en güçlü parti, en yaygın parti, en hareketli, en heyecanlı parti Saadet Partisiyse bu bizim teşkilat gücümüzden kaynaklanıyor. Dolayısıyla bu gücümüzü diri tutmak adına haftalık toplantılarımızla aylık divan toplantılarımız çok önemlidir. Bizi var eden ayakta tutan unsur damar bu toplantılardır, bu çalışmalardır. Bu çalışmaları bıraktığımız gün bittiğimiz gündür. Çünkü biz durursak yok oluruz. Türkiye’deki diğer partilerin böyle bir durumu yok. Onlar çalışsalar da çalışmasalar da varlıklarını devam ettirebilirler. Neden? Çünkü onların bu düzenle ilgili bir problemi yok. Bizim mücadelemiz diğer partilerle değil, diğer şahıslarla değil, bu bozuk düzenin kendisiyledir. Çünkü biz diyoruz ki Türkiye’de ülkeyi yönetenler bizim kardeşlerimiz, diğer partililer de bizim kardeşlerimiz. Bazısı dindar, bazısı milliyetçi, bazısı laik olabilir. Ama bunlar bu ülkenin evlatlarıdır, niyetleri de iyidir. Ama zenginleri yanlış olduğu müddetçe, bu tezgahı, bu sistemi, bu düzeni devam ettirmek istedikleri müddetçe hiçbir şekilde bu ülkeye saadet getiremezler. Neden? Çünkü düzenin kendisi bozuk. Bu öyle bir düzen ki bu düzen hep milleti fakir bırakıyor, işsiz bırakıyor, bankaların, rantiyecilerin kölesi haline getiriyor. Gençliğimizin, milletimizin milli ve manevi ahlaki değerlerini dejenere ediyor. İster laikler gelsin, ister milliyetçi gelsin, ister dindarlar gelsin fark etmiyor. Düzen bozuk, sistem bozuk. Bu düzenin değişmesi lazım.” dedi.

Aydın, Saadet Partisi’nin diğer partilerle birleşip iktidarı yıkalım gibi bir düşüncesi derdi olmadığını ifade ettiği konuşmasında, ‘Birleşelim, iktidarı yıkalım, şunlar kaybetsin gibi bir derdimiz yok. Saadet Partisi olarak biz yıkmaya, yok etmeye, birilerini kaybettirmeye gelmiyoruz. Biz Saadet Partisi olarak yapmaya, inşa etmeye, ıslah etmeye, diriltmeye geliyoruz. Bunun için çalışıyoruz. Başkanımız söyledi. ‘Biz kazandığımızda Türkiye’de hiçbir insan kaybetmeyecek.’ Recep Tayyip Erdoğan da kazanacak, Kemal Kılıçdaroğlu da kazanacak, Devlet Bahçeli de kazanacak, Meral Akşener de kazanacak. Kazanması gerekir. Bu ülkenin evlatları olduğundan dolayı. Dolayısıyla Saadet Partisi’nin bu anlayışının bu prensiplerinin iktidar olabilmesi için bizim en büyük gücümüz teşkilat gücümüzdür. Biz haftalık toplantılarımızla, aylık divan toplantılarımızla ancak ideallerimizi iktidara taşıyabiliriz. Başka türlü mümkün değil. Onun için biz duramayız.” diye konuştu.

İslam coğrafyasında herhangi bir problem olduğunda İslam coğrafyasının gazını almak için ‘Kurtlar Vadisi Filistin’ gibi filmlerin özellikle yapıldığını iddia eden Aydın, “Saadet Partisi yok olursa bu ülkenin birleştirici gücü ortadan kalkmış olur. Saadet Partisi bu ülkenin birleştirici gücüdür, Türkiye’nin teminatıdır. “ dedi.

Teşkilatların her seçimde olduğu gibi geçen seçimde de yoğun bir fedakarlık yaparak çalışma yaptıklarını ve milletin geçen seçimde Saadet Partisi’ne gönlünü vermesine rağmen oyunu vermediğini ve beklentilerinin altında kaldığını kaydeden Genel Başkan Yardımcısı Aydın, “Milletimiz Saadet Partisi’ne gönlünü verdi ama oyunu vermedi. Biz milletimiz adına üzüldük. Evet beklentimiz çok yüksekti. Beklediğimiz oyun altında bir oy aldık. Biz her ne kadar beklediğimiz oyun altında bir oy alsak da aslında Saadet Partisi olarak ilkesel duruşumuzla, görüşümüzle, davranışımızla milletimizin geniş kesimlerinin teveccühünü kazandık. Gönüller Saadet Partisi’ne açıldı. Biz geçtiğimiz seçimlerde bir tohum saçtık. Saadet Partisi olarak her ne kadar beklediğimiz oyun altında oy alsak da aslında Saadet Partisi olarak geçen seçimlerde Türkiye’yi bölmek isteyenlerin, kardeşi kardeşe kırdırmak isteyenlerin, sağcıyı solcuya, solcuyu sağcıya, Aleviyi Sünniye, Sünniyeyi Aleviye, dindarı dindar olmayana, dindar olmayanı dindara düşürmek isteyenlerin oyununu bozduk. Biz kutuplaşmaya mani olduk. Gerginleşmeyi durdurduk, Türkiye’nin birleştirme gücü olduğumuzu ispat ettik. Eğer biz bu duruşu sergilemeseydik Türkiye’yi net olarak ikiye böleceklerdi. Biz bunu engellemiş olduk.” şeklinde konuştu.

Aydın, Türkiye’deki bütün partileri ziyaret eden tek partinin Saadet Partisi olduğunu ve Türkiye’deki bütün partilerin tek ziyaret ettiği partinin de Saadet Partisi olduğunu ifade ettiği konuşmasında bütün bu partilerin ülkenin gerçeği olduğunu söyledi.

Türkiye’deki bütün insanları inancı, partisi, görüşü, rengi, mezhebi, meşrebi ne olursa olsun ayrım yapmadan herkesi bir masa etrafında toplayan masanın Cumhurbaşkanı masası olduğunu, AK Parti’nin Cumhurbaşkanı masasını ortadan kaldırdığını kaydeden Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi insanlar bir araya gelemiyor, görüşemiyor, konuşamıyorlar. Herkes birbirine hain olarak bakıyor. Benden değilsen hainsin, benim rakibimin yanına gidiyorsan teröristsin. Bana destek vermiyorsan iktidara teslim olmuyorsan en büyük hain sensin anlayışını getirdiler. Biz bunu kabul edebilir miyiz ya. Suriye gözümüzün önünde, Irak gözümüzün önünde, Libya, Suda, Afganistan gözümüzün önündeyken biz buradaki kardeşlerimize hain gözüyle bakabilir miyiz? Olur farklı düşünebilir. Farklı partiden, farklı inanıştan, farklı mezhepten olabilir. Ama bu ülkenin evladıdır. Bizim kardeşimizdir. Biz kucaklaşmayı temin etmezsek bizi Suriye’ye çevirirler dedi Saadet Partisi. Biz bunun gereğini yaptık ve bunun gereğini yaptığımız için her ne kadar bir takım insanlar bize hain dediyse de, her ne kadar Saadet Partisi’ne tam olarak kazandırmasa da biz Türkiye’ye kazandıran bir iş yaptık. Türkiye’ye kazandırdık. Bu Saadet Partisi’nin Türkiye’nin teminatı olduğunun en büyük göstergesidir. Ama aynı zamanda biz bu seçimde yeni nesillere ulaştık. Bakın 40 yaş altı Saadet Partisi’ni tanımıyor. Türkiye’de 2019’daki mahalli seçimlerde ilk defa oy kullanacak 2 milyon seçmen var. İlk defa oy verecek bu gençler AK Parti’den başka iktidar görmemiş, şu andaki yöneticilerden başka yönetici görmemiş. Saadet Partisi’ni nasıl biliyorlar? A haber nasıl anlattıysa öyle biliyorlar. Saadet Partisi’ni Saadet Partililerden dinlemediler ki. Sizi tanımıyorlar bilmiyorlar. Sizi nasıl anlattıysalar öyle biliyorlar. Türkiye’de 40 yaş altı 35 milyon seçmen var ve bunlar Saadet Partisi’ni bilmiyor. Biz genel merkezde oturup bunlara çalışıyoruz. Biz nasıl olur da toplumun geniş kesimlerine mesajlarımızı ulaştırabiliriz, derdimizi anlatabiliriz, milletimize Milli Görüşçü olduğunu nasıl hatırlatabiliriz?”

“AK Parti’nin en büyük tedirgin olduğu, en çok çekindiği parti Saadet Partisidir. Bunu niye söylüyorum. AK Parti’nin tabanı CHP’ye gider mi? Gitmez. HDP’ye gider mi? Gitmez. MHP’ye gider mi? Kısmen gider. Bu seçimde gittiği kadar. Eee nereye gidecek bu taban? Giderse Saadet Partisine gider.” şeklinde konuşan Aydın, ülkede tiyatro oynandığını ve milletin perişan olduğunu, tarımın, hayvancılığın öldürüldüğünü ve paranın dönmediğini sözlerine ekledi.

Aydın’ın konuşmasının devamında ise toplantı basına kapalı olarak devam etti.