Nezopona (cevizlik), Ntxiropona (fındıklık), Kvalopona (taşlık), Ğorğopona (irili ufaklı taşlık) kelimelerini iyi bilirim de Lazona kelimesini hiç duymamıştım burada doğup burada yaşıyor olmama rağmen.
Lazca sözlüğe baktım "Lazona= Laz yurdu" olarak geçmiş.
Sahi “Laz yurdu” neresi idi?
TDK sözlüğe yurt tanımına baktım.
İlk sırada Yurt : "1. isim Bir halkın üzerinde yaşadığı, kültürünü oluşturduğu toprak parçası, vatan”
"Türk yurduna Türkiye denir."
Bir kaç yerde daha "Dobadona" kelimesine de rastladım. Bu alanda böyle şeylere rastlamak artık sıradan hale geldi. İnternet kullanan ve sözlüğe bakanlar dışında "Lazona" yada "dobadona" dediklerini hiç bir Laz'dan duymadım. Lazona'yı kullanan bir köylü, yaşlı, eskileri hiç görmedim, görene de rastlamadım. Gerçekten kullanılıyor ise bu benim eksikliğim dedim ve farklı bölgelerde farklı kişilere Lazona’nın kullanılıp kullanılmadığı sordum. Sağ olsun arkadaşlar kısa zamanda bana döndüler. Onlar da kullanılmadığını, internette yayılan terim olduğunu söylediler. Zira yaşlılarımız bu topraklara Lazist’ani derler. Tıpkı kendi yaşadıkları lokal yerlere “köy” dedikleri gibi. Bu tür coğrafi terimleri Türkçedeki gibi kullanıyorlar. Cumhuriyetin ilanından sonra resmen kullanılan Lazistan terimi buradaki Lazlar tarafından da benimsenmiş. Halk arasında da yaygın olarak kullanılmaktadır. Hatta Lazcada Lazistan ile ilgili bir çok deyimler vardır.
Yazar Kâmil Aksoylu "Lazistan dersek ne olur" diye www.lazca.org’da bir makale yayınlanmıştı. Hemen arkasından internet kahramanları daha içeriği okumadan hüküm vermeye başlamış, acımasızca eleştiriler yöneltmişler. Ne yazık ki buna Lazca içerikli bir sayfa da alet olmuş, yazarı açıkça demese de vatan haini ilan etmişti. Bu sayfa olmasa vatan hainini nasıl ayırt edecektik. Sağ olsun var olsun! Bir de ilgili içeriğin sonuna adlarını koysalar bu yargıcın kim olduğunu da anlardık ama "ön plana çıkmak istemedikleri" için adlarını koyamıyorlarmış. Kolay değil bu ülkede hem sayfa yönetip hem de yargıçlık yapmak. Büyük amme hizmetini yapan bu gizemli kahramanlar varsınlar öne çıkmasınlar böyle yargıçlar isimsiz bile olsa bize lazım! Lazcada Lazona imiş. Bunlar bu terimin varlığından bile habersiz. Bu isimsiz yazılara takıldığım falan yok. Arkasında durabilse idi zaten adını koyardı. Ben Lazcada budur diye idda edildiği için bu konuya değiniyorum. Ben Kâmil beyi savunmam. Onun savunulmaya ihtiyacı da yok zaten. Benim konum Lazistan'i kabullenemeyen ama aynı anlam yüklenen ve yeni yeni karşımıza çıkan Lazona terimi kullanılmasıdır. Kullanılmasın demiyorum. Dileyen dilediğini söyleyebilir. Bana kalsa bu kelimeye kim bu anlamı yüklemiş ise “Lazopona yada Lazopuna dese idi daha iyi olurdu. Olurdu olmasına da bu puna ve ona eklerine baktığımızda hiç birinin üzerinde insan sürekli yaşamadığı, üzerinde konut bulunmadığını görüyoruz. İsirona’da olduğu gibi.
Lazların yaşadığı yerin adı Lazcada “Lazona” ise (ki değil) Türkçe konuşurken Lazların yaşadığı yerin adına ne diyeceğiz? Lazona Lazca ise Türkçe konuştuğumuzda buranın bir Türkçe adı olmalı. Yoksa Türkçe adı Lazistan mı? Lazistan denilmesinden kaçınan insanları anlayabilirim. Gelecek tepkiler onları hedef haline getirecektir. Korkuyorlar demiyorum. Beklide korkuyorlar. İşin garip tarafı bunu kabullenemeyenler “buranın gerçek adı Lazcada Lazona dır” demeleridir.
Farsça kökenli istan kelimesinden rahatsız olanlar iyice düşünmeli. Rahatsızlık kaynağı nedir? Rahatsız olanları anlayabilirim onlar için istan korkudan başka bir şey değil.
Peki ya kullandıkları Lazona nedir? Lazların kullanmadığı ve “93 yılından sonra” özellikle internet ortamında karşımıza çıkan şeyin anlamı “Laz Yurdu” rahatsız etmiyor mu?
Lazların yurdu neresidir?
Asıl tartışılmasın gereken konu bence Laz yurdu anlamıdır.
İkisi de aynı anlam verilen Lazistan ve Lazona neden o halde tepkileri bertaraf etmek için tercih edildiği gerçeği ile karşı karşıyayız.
Peki “Lazistani 3’ari var şu” ve daha bir çok deyimi de silecek misiniz?
Buna da “Lazona 3’ari var şu” mu diyeceksiniz?
Korkular, kuşkular ve zanlardan sebep var olan şeyleri yok mu sayacağız?
Var olan şeyleri yok diye göstererek neyi başaracağız?
Bu insanlar kelime türetmeden, dillerini eğip bükmeden Lazistan dedikleri için topa tutuldular. Varsın tutulsunlar. Gün gelecek Kabristandan da rahatsız hale geldiğimizde ne olacak?
Zaten var olan şeyleri kabullenmek neden zor geliyor?
Kendimizi her şeyden üstün görmeyelim.
Yargıç olmayı bırakalım. Kimsenin adına hüküm vermeyelim.
Kim ne düşünürse düşünsün, kim ne derse desin benim için Lazca kriteri bellidir.
Benim kriterim doğup büyüdüğüm memleketimdeki insanlardır.
Bu kültürü korumak lazım. Masa başında tek tek kelime türeterek “Lazcası budur” diye millete yutturmak yerine her kesimden Lazların oluşturduğu bağımsız bir platformda tartışarak Lazona yada Lazopona kelimelerini gerekirse hepimiz kullanalım. Bana düşen görev ne ise ben de yapayım.
Şimdi ben bu makale başlığını “Lazona dersek ne olur” diye attım. Lazistan dersek ne olur kadar ses getirmeyecek, sataşan da olmayacak, beklide itiraz eden de. Oysa ikisi de aynı şey.
Sahi Lazistan dersek ne olur?
Ne mi olur? Yine bu vatan sever insanlar bir anda vatan haini ilan edilecekler. Geçmişte Lazca konuşanlara yapıldığını şimdi Lazca konuşanlar yapacak.
Artık başkaları adına düşünmeyi bırakalım.
Artık bizden başka düşünebilen beyinlerin olduğunu hatırlayalım.
Hiçbir şey eskisi gibi değil artık. Dileyen dilediği şeyleri rahatlıkla ifade edebiliyor.
Lokal korku koloniler yaratmayalım.
Korkular, kuşkular ve zanları ile peşin hükümlü olmayalım.
HAKKATEN LAZONA DERSEK NE OLUR?