DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan dün akşam saatlerinde Trabzon'a gelmesinin ardından bu sabah basınla buluştu.
Babacan yaptığı basın toplantısında şöyle konuştu;
Trabzon’da olmamızın sebebi Yomra İlçe Teşkilatı’nın 1. Olağan Genel Kongresi. Daha önceki programımızda 2 gün kalıp Ortahisar ve Akçaabat kongrelerini gerçekleştirmiştik. Bugün Yomra’da olacağız. Ardından komşu bölgelerde kısa ziyaretlerimiz olacak.
Burada olmak bizim için mutluluk. DEVA Partisi kurulalı 1.5 yıl oldu. Çok hızı bir örgütlenme süresi oldu. Kuruluştan 8 ay sonra seçimlere girmeye hak kazanacak konuma geldik.
54 MADDELİK EYLEM PLANIMIZ VAR
Partimizin çalışma konularından biri teşkilatlanma. Diğeri de ülkemizin yarını ile ilgili detaylı hazırlıklar. 300 kişinin emeğiyle parti programımız hazırlandı. Henüz tek bir noktasına bile bir eleştiri duymadık. Kim bakarsa buna diyecek bir şey yok yeter ki bunlar uygulansın diyor. Artık eyleme geçilmesi lazım. Bundan 3 ay önce Çukurova’da eylem planımızı açıkladık. İlk eylem planımızın tarım olduğunu detaylarıyla ortaya koyduk. 2.si 17 Ağustos’un yıldönümünde afet yönetimi olarak açıklandı. Afet öncesi ve sonrasında yapılması gerekenler, düzenlemeler 54 maddelik eylem planıyla açıklandık. Burada da takvimimizi açıkladık.
HÜKÜMET PROGRAMINDAN DA ÖTE…
3. eylem politikamızı da bu hafta başında sosyal konulardaki eylem planımızdı. Bu eylem planlarının sayısı 20’den fazla olacak. Ortalama her biri 50 maddeden fazla. Her bir adımın bütçesi de hesap edilmiştir. Türkiye ekonomisinin büyüklüğü, gerçekçilik her birinin hesabını yapıyoruz. Eylemlerle ilgili tutarlıklar da çok önemli. Sanayi ile teknolojik dönüşüm ile ilgili söylediklerimizin birbirini tutması lazım. Siyasi partilerin yapmadığı bir çalışma. Hükümet programından da öte detayda çalışmadan bahsediyoruz. Bir de 3. Çalışmamız var ki günlük gelişmelerle ilgili vatandaşlara kendi analizimizi siyasi görüşümüzü aktarmak. Bu bazen dış politika bazen sağlıkla ilgili olur. Gelişmeleri nasıl okuyoruz, önerilerimiz nedir, günlük olarak aktarıyoruz.
Bir de iletişim var. Tabi ki ulusal basınımızın kısmen fonksiyonu var. Kısmen diyorum çünkü hükümetin yönettiği devletin sahip olduğu kanallarla ilgili kısıtlama var. Diğerleriyle ilgili sorun yok. Yerel basınımızla ilgili daha iyi ilişkilerimiz var. Ulusal basına göre yerel basının daha rahat bir alanı, çizgisi var. Bunu gördükleri için yerel basını daha da sıkıştıracak bir uygulamaya başladılar, tasarruf planlarıyla birlikte. İletişim çok önemli bir konu. Yaptıklarınız önemli ama onları vatandaşa ulaştırmak da önemli.
SORUNLAR BÜYÜYOR
Ülkemizde sorunlar giderek büyüyor. Çözüme yönelik bir ışıkta görünmüyor. Bu yönetim zihniyetiyle mevcut hükümet artık çözüm üretemez. Bu konuda kesin kanaate ulaştıktan sonra yeni bir hareket başlatılması gerekir diyerek yola çıktı. Partimizi kurduktan sonra 2020’den sonra sorunlar daha da büyüdü, 2021’de daha da büyüdü ve dedik ki iyi ki bu yola çıktık. İhtiyaç her geçen yıl artacak. Gittiğimiz her yerde vatandaşlarımızın çektiği derin sıkıntıyı görüyoruz. Her bölgeyi geziyoruz ama dün Giresun’da yaptığımız temaslar ve sohbetlerimizde yine bunu teyit ettik.
BAŞARI İÇİN 3 MADDE ŞART
Şuandaki iktidar neden çözüm üretemiyor? Çünkü başarının bazı temel ilkeleri var. Bunun birincisi kadrolar. Bu kadroların dürüst ve işini iyi bilen insanlar olması gerekiyor. İkincisi kararların ortak akılla istişare ile alınması gerekiyor. Tabi ki iyi bir yol haritası, plan büyük organizasyonlar için şart. Şuan bu 3 ana maddenin hiçbiri yok. Kadrolarda liyakat yok. Ortak akıl, hukuk yok edildi. Bir tek kişinin tek imzasıyla eskiden 25 bakanın aldığı karar alınabiliyor. Şuan alınan kararların da önceden alınan alınmış olan yanlış kararların düzeltilmeye çalışıldığını görüyorsunuz. Hükümet bu 3 madde olmadığından başarılı olamıyor .
İKTİDAR KORKUTARAK OY ALIYOR
Farklı görüşteki insanların ağır ithamlarla hainlikle vs suçlanması iktidardın 2014’te hat değiştirmesiyle ilgili. Cumhurbaşkanı daha önce iyi kadrolarla yapılan işlerle iyi sonuçlar üzerinden ilerliyordu. Yaptık daha iyisini yaparız denilerek destek isteniyordu. 2014’ten sonra ikinci hatta düşüldü. Yani korku siyaseti. Vatandaşların oyunu ancak onları bir şeylerle korkutarak almak bu oluyor. Gelecekle ilgili güven yoksa vatandaşı daha kötüsüyle korkutarak oyunu almaya çalışıyorlar. İktidar sürekli zaten aynısını yapıyor ve bir düşmanla vatandaşı korkutuyor. Bu dış güç, faiz lobisi veya başka bir şey oluyor. “Bakın bana destek vermezseniz daha kötüsü olur” deniliyor. Sürekli bir düşman arayışı içindeler. Bir siyasi parti artık vatandaşlşarına daha iyisini vadederek değil daha kötüsünü göstererek oy almaya çalışıyorsa vadesi dolmuştur.
Seçimlerde uc uca bir galibiyet olursa, şuanki yönetim her türlü oyunu oynayabilir. Bunu İstanbul’da gördük. Cumhurbaşkanı “Biz 10 bin oyla İstanbul’u mu vereceğiz” dedi. Ne yaptılar ettiler ikinci seçime gittiler.
GÜVEN OLMADAN EKONOMİ DÜZELMEZ
Herşeyin başında güven var. Güven olmadan ekonomi asla düzelemez. Hukuk adalet demokrasinin zemini çürük. Bu olmadan ekonomi düzelmez. Kumun üzerine temel atmadan bina dikmeye çalışıyorsunuz. Önce temeli düzelteceksiniz.
EYT konusu çok önemli. Hem adalet hem ekonomi perspektifi ile bu konuyu çalışıyoruz. Alternatif modeller de çalışıyoruz. Gerçekçi bir çözüm için çalışmalarımız var. Nafaka konusu çok hassas bir konu. Bununla ilgili bizim henüz detaylı bir analizimiz yok. İlgili birimlerimiz çalışıyor. Konunun tarafı çok. Herkes kendi tarafından anlattığında meseleyi herkedse haklısın diyebiliyorsun. Çok iyi bir analiz lazım. Hangi konu olursa olsun arka planda çok iyi çalışıp konuşuyoruz.
YAFTALAMALAR BİZİ KORKUTMAZ
Bazı yaftalamalar olabiliyor. Sayın Erdoğan’a, Sayın Erbakan’ın kullandığı ifadeleri unutmamak lazım. Onun adamı bunun adamı farklı şeyler söyleyebiliyorlar. Faiz lobisinin adamı diyorlar. Sayın Erdoğan yüzde 6-7 faiz varken “yüksek faiz vatanı satmak” diyordu. Şuan yüzde 19’un tanımını da kendisi yapsın. Türkiye’nin ilerlemesi kalkınması dışa açık olmakla mümkün. Dünyayla ilişkilerinin iyi olmasıyla mümkün. Dışarıda düşman üretip onunla oy toplamaya çalışan bir iktidar var. Mısır örneği var. Zalimken dost oldu. O zaman işine öyle geliyordu, şimdi böyle oluyor. Keskin sirke küpüne zarar. Zarar verince değişiyor. Artık alışkanlık haline geldi. Bizim alnımız açık. Ülkenin en itibarlı olduğu dönemde ben dış işleri bakanıydım. Ortak akılla istişareye dayalı bir ekiple bunu başardık. Şimdi bu sıfırlandı sonuçlar ortada. Yaftalamalar çoğalabilir de bunlar bizi yıldıramaz korkutamaz. Bir Allah’tan korkarız. Yolumuza bildiğimiz kararlılıkla devam ederiz. İş üretemedikleri için algı üretiyorlar.
BARAJ TATLANDIRICI
Hükümetin üzerinde çalıştığı sistem sadece seçim barajıyla ilgili değil. Ama bu bir paket halinde gelecek ve ondan bahsetmiyorlar. Tatlandırıcı olarak seçim barajını düşürmeyi koydular. Bugün yaptıkları değişiklikler 1 yıl sonra uygulamaya geçecek. Şimdi yaptıklarına o zaman pişman olabilirler. Mevcut kurallara göre seçimi kazanamam diyerek kuralları değiştirmeye çalışırlar bunu defalarca yaşadık. Barajın düşürülmesi bizim parti programımızda var zaten. Ama durup dururken 20 yıl sonunda niye bundan bahsediyorlar bunu sormak lazım. Biz bunlarla değil ülkenin sorunlarıyla uğraşıyoruz.
TRABZON'DA EKİM'DE 3 KONGRE
Trabzon’da teşkilatlanma çalışmalarımız devam ediyor. 11 ilçede ilçe başkanlığımız verildi. Ekim ayında 3 kongre daha olacak. Her il için kurucu oluşturduk. O heyet teşkilatımızı kurduç İl Başkanımız da o heyetin içerisindeydi. Kendi aralarında anlaşarak bir devir teslim oldu. Çalışmalarımız sükûnet içerisinde devam ediyor. Tempo bu süreçten sonra daha da artacak.
HÜKÜMET İŞİN NEREYE GİTTİĞİNİ GÖRÜYOR
Ülkenin bugünkü şartlarında hükümetin erken seçime gitmek isteyeceklerini düşünmüyorum. Bugün yapılsa sonuç belli onu görüyorlar. Şartlar kendi açılarından oturduğu zaman seçime gitmek isteyebilirler. Beklentimiz 2022’nin sonbaharı uygun olması. Artık görünen köy kılavuz istemez. Bu işin nereye gittiği görülüyor. Uzatmaları oynayabilirler. Bayrağı devralmak için hazırlanıyoruz.
Biz kendi özgün kimliğimizi inşaa ediyoruz. Millet İttifakı ve Cumhur ittifakının hukuki bir altyapısı yok şuan gönül olarak birlikte iş yapılıyor. Adaylıklarla ilgili her genel partinin genel başkanı doğal olarak başbakan cumhurbaşkanı adayı.