Aslen Adanalı olan ve İstanbul Maçka Teknik Lisesi Elektronik Bölümünü bitiren Ayşe Erdoğan, 22 sene Alcatel’de elektronik teknisyeni olarak görev yaptıktan sonra 2002 yılında emekli olup ABD’ye yerleşmiş. Erdoğan, 2 sene farklı firmalarda elektronik teknisyeni olarak görev yapmış. ABD’deki yaşamın zorluklarından dolayı ise tır şoförlüğüne başlamış.

Kimsenin tek başına yapmadığı bir işi yapmaktan gurur duyduğunu belirten Ayşe Erdoğan, yaşamını İHA muhabirine anlattı. Erdoğan, “New York ile Kaliforniya arası 3 bin 200 mil. Bunu 3 sene kendi başıma devam ettirdim. İlk önce deneme amaçlı bir arkadaşımla Kaliforniya’ya gidip geldim. Beni çok fazla yormadı ve bunun neticesinde bu işi yapabileceğime karar verdim. Kursa giderek tır sürücüsü ehliyeti aldım ve daha sonra bu işe başladım. 3 sene uzun mesafe sürüşlerinde bulundum” dedi.

Uzun yol olduğu için ev bakımı, alışveriş ve ev işlerini yapmanın tek başına zor olduğunu belirten Erdoğan, “Bazı şeyler hayatımda eksik kaldı. Bundan dolayı belli bir zamandan sonra uzun yol şoförlüğünü bırakarak New Jersey - New York eyaletleri arasında lokale döndüm. Kısa mesafelerde çalışarak, yük getirip götürüyorum. Şu anki çalışma şartlarından memnunum” ifadelerine yer verdi.

“İkinci nedenim Amerika’yı gezmekti”

Tır şoförlüğü yapmasının altında yatan ikinci nedenin ABD’yi gezmek olduğunu belirten Ayşe Erdoğan şunları aktardı:

“ABD’nin doğası çok güzel. Keşfetmek amacıyla gittiğim yerlerde güzel şeyler gördüm. Benim için çok büyük bir artı oldu bunlar. ABD’nin coğrafi büyüklüğü ve doğası itibariyle hala bile keşfedilmesi gereken bir ülke.”
Bu zamana kadar hiç kimseden yaptığı iş ile ilgili olumsuz bir söz duymadığını, birçok insanın kendisine mesleğinde son derece yardımcı olduğunu ve çok takdir edildiğini bildiren Erdoğan şunları kaydetti:
“Yollarda şoför meslektaşlarım bana çok yardımcı oldular. Dünyaca ünlü metropolün o yokuşlarında kalmıştım. Tellerin altında tırı sürebildiğimi gördükleri için bir tanesi gelip elimi öperek çok takdir etti. Aslında ABD’de erkeklere göre az olsa bile epey bayan şoförlük yapıyor, ancak çoğu kısa mesafeli çalışmakta. Uzun mesafe çalışan pek görmedim.”

“En büyük dezavantajı çok hareketsiz bir meslek olması”

Tır şoförlüğünün birçok meslekte olduğu gibi olumsuz yönleri bulunduğunu söyleyen Erdoğan bunları da şöyle sıraladı: “Çok hareketsiz bir meslek olması en olumsuz yönü. Hareketsizlikten dolayı sağlığı tehdit ediyor. Uzun süre oturarak yolculuk yapmak, algının düşmesi ve uykunun gelmesi kazalara neden oluyor. Bunlar mesleğin en büyük riskleri. Ona göre de tedbir almak gerekiyor. Bundan dolayı aracımın durduğu zamanlar spor yapmaya ve hareket etmeye çalıştım. Buna rağmen sağlığımı bayağı bir tehlikeye attım diyebilirim. Uzun mesafeyi bırakış nedenlerimden birisi de bu oldu. Lokalde biraz daha hareket olduğu için kısa mesafeleri tercih ettim. Evimle de, bahçemle de çok rahat ilgilenebiliyorum. Kendime zaman ayırabiliyorum. Bundan da memnunum” dedi.

Şoförlük mesleğini yapmak isteyen hemcinslerine de tavsiyede bulunan Ayşe Erdoğan, “Kendine güvenen, direksiyon hakimiyeti ve dikkati iyi olanlara kesinlikle tavsiye ederim. En azından bayanların da erkekler gibi bu işi yapabileceğini düşünüyorum” diye konuştu.

Tır şoförlüğünün diğer araçlara göre oldukça zor olduğunu anlatan Ayşe Erdoğan, “Çünkü büyük bir araçta tonlarca yük taşıyorsunuz. Yükün sorumluluğu var. Can taşıyorsunuz kendi sorumluluğunuz var. Ağır bir araç kullanıyorsunuz onun sorumluluğu var. Çok hareketsiz bir yaşantı sağlığınız tehlikeye giriyor. Bu yönden en zoru tır şoförlüğü diyebiliriz. Sağlığım elverdiği müddetçe bu mesleği yapmaya devam edeceğim. Türkiye’deki emeklilikten sonra burada da ikinci emekliliğe koşuyorum. Teknik altyapı ve rahmetli babam da bu işi bana iyi öğrettiği için iyi sürdüğümü düşünüyorum” dedi.

“San Francisco’da 3 şeritli bir yolu yanlışlıkla kapadım buna rağmen saygı gördüm”

Tır şoförlüğü esnasında çok anıları olduğunu vurgulayan Ayşe Erdoğan şöyle devam etti: “Tır şoförlüğüm esnasında çok ilginç anılar yaşadım. Bunları kaleme alsam sanırım kitap olur. Yolculukta çok şeyler geliyor insanların başına. Bir tanesi GPS’i takip ettiğim halde yanlış yollara götürdü beni. San Francisco’da meşhur yokuşlarında kalmamdı. 3 yollu bir yokuşta kalmıştım. Kıpırdamanın imkanı yoktu. Ne yapacağımı bilemez bir vaziyette idim. İndim etrafıma bakındım bütün trafik durmuş ve herkes beni bekliyordu. Buna rağmen çok büyük bir saygı gördüm. Daha sonra o civarda görev yapan minibüs şoförü aracından inerek, ‘ben daha evvel tır şoförlüğü yaptım buradan çıkmanız için size yardım edeceğim’ dedi. Onun sayesinde ileriye geriye yönlendirerek beni, o üç şeritli yoldan, o elektrik tellerine dokunmadan çıktık. O Amerikalı geldi bu işi yaptığım için ellerimi öptü.”

Candemir Sarı

Kaynak: IHA